Bu sayfa, psikoterapi hakkındaki en yaygın sorulara cevap verirken, merak ettiğiniz her konuda size yardımcı olucaktır.
Psikoterapi, kişinin duygusal, davranışsal, bilişsel, bedensel ya da ilişkisel yaşadığı zorlukları bir uzman eşliğinde çözümlediği, düşündüğü, değiştirmeye çabaladığı ve yeni beceriler öğrendiği bir alandır.
Terapi yapabilmek için kişilerin uzman olması gerekmektedir. Bu uzmanlıklara yüksek lisans ya da doktora sayesinde sahip olunmaktadır. Bazı sertifika programlarıyla da kişiler psikoterapi yapabilmektedir. Fakat burada programların süresi ve alınan süpervizyon saati belirleyici bir rol oynamaktadır.
Terapinin sıklığı, danışanlara ve geliş sebeplerine göre değişmektedir. Genellikle terapi seansları haftada bir kere 50 dakika şeklinde gerçekleştirilmektedir. Fakat bazı durumlarda sizin ve terapistinizin ortak kararı ile seans süreleri uzayabilmekte, akut durumlarda daha sık seanslar yapılabilmektedir.
Terapinin uzunluğu size ve sizi sürece başlatan sebeplere göre değişmektedir. Araştırmalara göre terapi sürecinde değişim 4. seanstan sonra başlar ve kalıcı değişimler 12-16. seanslardan sonra görülmektedir.
Araştırmalara bize değişimin 4.seanstan itibaren başladığını söylemektedir. Ancak süreç, kişilerin terapiye olan yatırımlarına ve gelen soruna göre değişiklik gösterebilmektedir.
Terapistinize aldığı eğitimleri ve terapistinizin hangi ekol ile çalıştığını sormak en büyük hakkınızdır. Terapistinizin çalışma yöntemini duyduktan sizin süreçten beklentinizle ne kadar örtüşüp örtüşmediğinizi terapistinizle konuşabilirsiniz.
Yaşamınızı renklendirmek için bir ressam ararsınız. Psikoterapi ise, ruhunuzun tablosunu renklendiren bir ressamdır.
Terapistler, terapi sürecinde farklı teorilere dayanan farklı teknikler kullanabilirler. Terapi ekolleri de terapi hedeflerine ulaşmak için kullanılan farklı yollardır. Sürece başlamadan önce terapistinizle çalıştığı yöntemlerle alakalı bilgi alabilir ve aklınıza takılan sorular olduğunda dilediğinizde onlarla paylaşabilirsiniz.
Araştırmalar online terapinin yüz yüze terapi ile benzer etkide olduğunu göstermektedir. Özellikle günümüzde seanslarınıza gelmek zor olduğu zaman güvenilir ve etkili bir yöntem olan online terapiye başvurabilirsiniz.
Online terapi ile yüz yüze terapi arasındaki en büyük fark, online terapide süreç boyunca çevrimiçi platform üzerinden buluşurken yüz yüze terapide fiziksel olarak aynı odada görüşme gerçekleşir. Online ile yüz yüze olan süreçlerde kullanılan teknikler açısından da bazı farklılıklar olabilmektedir. Ancak bu farklılıklar çoğunlukla terapinin etkililiğini değiştirecek nitelikte değildir.
Psikoterapi, hayatınızdaki sahne ışıklarını yeniden ayarlayan bir ışık teknisyeni gibidir.
Konuştuklarınız sizin ve terapistiniz arasında kalır. Ancak gerekli durumlarda (bir başkasına zarar verme, kendine zarar verme vb), terapistiniz bunu bildirmekle yükümlüdür. Ayrıca mesleki konsültasyona izin vermeniz dahilinde, kişisel bilgileriniz saklanarak süreciniz süpervizörler ve diğer uzmanlarla paylaşılabilir.
Terapistinizin görevi size tavsiyeler vermek değildir. Terapistiniz sorular sorarak, psikoeğitim verebilir. Süreciniz içerisinde hayatınızda ihtiyacınız olan değişimi gerçekleştirmek için kendi yolunuzu bulabilmeniz için size bilgili bir eşlikçi olur.
Terapistle olan seans dışı iletişimler sadece randevular için olmalıdır. Seans dışında özel bilgilerin paylaşılması uygun değildir. Konuşmaya ihtiyaç duyduğunuz zaman seans oluşturmanız gerekmektedir. Acil durumlarda ise ilgili kurum (112) aranmalıdır.
Yaşamınızı renklendirmek için bir ressam ararsınız. Psikoterapi ise, ruhunuzun tablosunu renklendiren bir ressamdır.
İlacı sadece psikiyatristler yazabilmektedir. Psikiyatristler, üniversitede tıp bölümünden mezun olduktan sonra uzmanlıklarını psikiyatri alanında yapmış olan ruh sağlığı çalışanlarıdır. Psikologlar ise üniversitede psikoloji ya da psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünden mezun olduktan sonra, uzmanlaşmak istedikleri alanları seçerek yüksek lisans yapmaktadır.
Çift terapisinde sürecin verimli olması için her iki partnerinde aynı zamanda terapiye gelmesi gerekmektedir. Süreç içerisinde önceden kararlaştırılarak bireysel seanslar yapılsa da mutlaka iki tarafa eşit şekilde zaman ayırılır ve görüşmeler dengelenir. Çift terapistiniz sır tutmayacağı için bireysel görüşmelerde partnerinizin bilmesini istemediğiniz bir bilginin terapistle paylaşılmaması gerekir.
Partneriniz çift terapisine katılmak istemediğinde de, bireysel olarak terapi sürecine başlayabilirsiniz. Bireysel terapi sürecinde hayatınızdaki önemli ilişkiler ve iletişimler konuşulup bunların sizin iyilik halinize olan etkisi üzerine odaklanılmaktadır.
Psikoterapi, hayatınızdaki sahne ışıklarını yeniden ayarlayan bir ışık teknisyeni gibidir.
Çift terapisi sadece evli çiftlere değil, iki birey arasındaki ilişkiyi ve iletişimi daha sağlıklı bir yere taşımak isteyen herkesin başlayabileceği bir süreçtir. Hiç evlenmemiş sevgililerin başvurabileceği gibi, boşanmış ebeveynlerin çocuklarına daha iyi ebeveynlik yapmaları için destek alabilecekleri bir süreçtir.
Aile terapisi bütün aile bireylerinin katılımıyla oluşan bir süreçtir. Anne, baba ve çocuk arasındaki ilişkinin ve iletişimin daha işlevsel olmasını amaçlayan, aile içindeki tartışmaları azaltmayı hedefleyen ve herkesin kendini ifade edebileceği bir alan açmaya çalışan bir süreçtir. Aile terapisine aile bireylerinden birinin problem tanımı ile başlansa da terapinin asıl danışanı “aile sistemidir “.
Çocukların davranış sorunları da aile terapisinde ele alınan bir konudur. Ebeveynler, ebeveynlerin arasındaki ilişki ve ebeveynin çocuklarıyla olan ilişkileri çocuklar için çok önemli bir yerdedir ve bütün bu ilişkilerin çocuğun davranışı üzerinde etkisi bulunmaktadır. Bu sebeple aile terapisine bütün aile üyelerinin katılması çok önemlidir. Süreç içinde bazen terapistin yönlendirmesiyle baba-çocuk, anne-çocuk ya da ebeveyn takımı olarak görüşmeler yapılabilir. Bunlar aile üyelerini seansa getiren konulara göre değişmektedir. Ayrıca bazı durumlarda aile terapisi sürecinde çocuklarla çalışan uzmanlardan da destek alınabilir.